Türkiye’de İş Kazaları ve Ekonomik Yükü: Alınmayan Tedbirlerin Bedeli Ağır
Ülkemizde yaşanan iş kazaları, trafik kazalarının ardından en çok can ve mal kaybına yol açan önemli bir sorun olarak öne çıkıyor. Bu kazaların, Türkiye ekonomisine yıllık maliyetinin 10 milyar doları aştığına dair veriler, durumun vahametini gözler önüne seriyor. Aydın’da iş sağlığı ve güvenliği alanında öncü firmalardan Polat OSGB’nin Sorumlu Müdürü ve İş Güvenliği Uzmanı Emin Tükel, konuyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Tükel, iş güvenliği tedbirlerinin bir masraf kalemi olarak görülmemesi gerektiğini, aksine geleceğe yapılan önemli bir yatırım olduğunu vurguladı. Ayrıca, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na tam uyumun sağlanmasının altını çizdi.
6331 Sayılı Kanun ve İş Kazaları Üzerindeki Etkisi
30 Haziran 2012’de Resmi Gazete’de yayımlanarak 1 Ocak 2013’te yürürlüğe giren ve 2025 itibarıyla tehlike sınıfı ayrımı gözetmeksizin tüm iş yerlerinde uygulanmaya başlanan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, üzerinden geçen 13 yıla rağmen tartışılmaya devam ediyor. Emin Tükel, bu süreçte iş güvenliğinin ne denli hayati bir öneme sahip olduğunun ve alınan tedbirlerin aslında bir maliyet değil, uzun vadede büyük kazançlar sağlayacak bir yatırım olduğunun anlaşıldığını belirtti. İstatistikler, Türkiye’deki iş kazalarının büyük çoğunluğunun insan kaynaklı ihmaller ve alınmayan basit önlemlerden kaynaklandığını ortaya koyuyor. Avrupa genelinde iş kazaları sıralamasında maalesef üst sıralarda yer alan ülkemizde, bu kazaların ekonomiye yükü yılda 10 milyar doları aşıyor. Tükel, bu maliyetin sadece yüzde 25’inin önleyici tedbirlere harcanması durumunda, yaşanan acıların yanı sıra ekonomiye de 7.5 milyar dolarlık bir katkı sağlanabileceğini ifade etti.
İş Güvenliği: Formalite Değil, Hayati Bir Gereklilik
İş sağlığı ve güvenliği kurallarına uyumun bir zorunluluktan öte, sağlıklı bir iş hayatının temel taşı olduğunu belirten Emin Tükel, en büyük sorunun ‘farkındalık eksikliği’ olduğunu söyledi. İşverenlerin İSG hizmetlerini bir maliyet unsuru olarak görme eğiliminde olduklarını ancak alınmayan her önlemin, gelecekte çok daha büyük maliyetlere ve telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açtığını vurguladı. Tükel, tehlike sınıfı ne olursa olsun artık tüm iş yerlerinin İSG hizmeti almak zorunda olduğunu hatırlatarak, kazaların çoğunlukla basit önlemlerin göz ardı edilmesinden kaynaklandığını dile getirdi.
‘Bana Bir Şey Olmaz’ Anlayışı ve Alınması Gereken Önlemler
İş kazalarına yol açan temel nedenlere de değinen Tükel, alınacak basit tedbirlerle pek çok olayın önüne geçilebileceğini belirtti. Elektrik panolarının düzenli kontrolü, makine koruyucularının yerinde olması, yüksekte çalışma ekipmanlarının uygunluğu ve standartlara uyumu, kimyasal etiketlerinin güncelliği ve çalışanlara verilen periyodik eğitimler gibi adımların hayati önem taşıdığını söyledi. Tükel, Türkiye’deki en büyük tehlikenin ‘Bana bir şey olmaz’ şeklindeki yaygın anlayış olduğunu vurguladı. Çalışanların alışkanlıklar nedeniyle risk alma eğiliminde olmasının, iş kazaları oranlarını artıran başlıca nedenlerden biri olduğunu ifade etti. Kişisel koruyucu ekipmanların (KKE) takılmamasının bir cesaret göstergesi değil, istatistiksel olarak bir kumar olduğunu ve bu kumarın kaybedeninin genellikle çalışanların kendisi olduğunu sözlerine ekledi.
